MURAT KOÇ - ÇAYELİ / RİZE
FELEK SURESİNDEN ÇIKARACAĞIMIZ DERSLER

DÜĞÜMLERE (ERKEKLERİN KALPLERİNE)  ÜFLEYEN KADINLARIN  ZARARLARINDAN KORUNMA

 Felek Suresi'nde geçen Ukad kelimesi akid kelimesinin çoğuludur. Elmali Merhum bu kelimenin 12 farklı anlamlarını yazar. Sure hakkında Razı'nın görüşlerini de eksiksiz olarak nakletmiştir. Ben burada, vafatından sonra arkadan gelen alimlerin tefsirine "Büyük Tefsir= Tefsiri Kebir"  adını verdikleri Razi Tefsirine göre   değerlendireceğiz  Razi şöyle yazıyor:


           SON DEVRİN BÜYÜK KURAN BİLGİNİ ELMALI’LI  HAMDİ YAZIR BU SURENİN  TEFSİRİNİN BİR YERİNDE DİYOR Kİ:

            “Bir de "düğümlere üfleyen kadınlar" yani hilebaz kadınlar yahut erkekleri fitneye düşüren onlara güzelliklerini arz ederek taarruz edip meftûn eyleyen fitneci kadınların şerrinden diye tefsir edilmiştir. Razî'nin beyanına göre Ebu Müslim bu sonuncuyu tercih etmiştir ki erkeklerin azim ve iradelerinde fikir ve bakışlarında tesir etmek suretiyle tasarruf eden kadınlar demek olur. Bu şekilde ukde azîmet yani kalbin bağlanması ve görüş mânâsına yahut ip düğümünden istiâre edilmiş nefs de ipin düğümünü yumuşatmak için tükürmekten istiâre edilmiş olup mânâ şu olmuş olur: Kadınlar erkeklerin gönüllerine üfler gibi verdikleri heyecanlar ve yumuşatıcı tesirlerle onları görüşten görüşe azîmetten azîmete çevirir türlü fitneye düşürürler. Onun için Allah onların şerrinden sığınmayı emretmiştir. Bu mânâ "Muhakkak eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar vardır onlardan sakının." (Teğâbün 64/14) âyetinin mânâsı ile "Muhakkak sizin tuzağınız büyüktür." (Yusuf 12/28) âyetinin mânâsına uygundur. Râzî der ki: "Bu görüş güzeldir fakat tefsircilerin çoğunun görüşü hilâfına olmasa"

         
İZAHI:  Yukarıdaki yazıyı  günümüz tütkçesiyle yazmak en azından bana göre imkansızdır. Anladığımı yazarsam:
           Felek Suresinde geçen "düğümlere üfleyen hadınlar"  Yani çeşitli hile ve  tuzaklarla erkekleri şaşırtan kadınlar. Erkeklere güzelliklerini göstererek saldırarak gönüllerine girip onları istedikleri gibi yönlendiren, başlarını belaya sokan kadınlar şeklinde değerlendirilmiştir. Büyük Kuran  Bilgini Razı bu görüşü benimsemiştir. Ki,  bu kadınlar erkeklerin karar ve isteklerinde değişiklik yapan kadınlar demek olur. BU şekilde Surede geçen  ukad kelimesi kalbin bağlanması ve görüşünü değiştirmek, yahut ipe atılan düğümden benzetme ve mecaz yoluyla anlam şu olmuş olur:  Kadınlar erkekelerin gönüllerine üfleyerek (girerek) onlara verdikleri heyecen ve  yumuşatıcı etkilerle onları kendilerine aşık ederek  her türlü hale sokar.  Erkekleri kendilerine bağlayarak onları şaşırtıp  gönüllerinin yularını ele alarak başlarına her türlü bela ve kötülüğe sokarlar. O nedenle Allah başa getirilecek bu kötülüklereden kendisine sığınılması emretmiştir".

        Geçen sene bir iş adamı dedi ki:
        "Bir kadınla konuştum.  Elimde olmadan etkilendim. Gece uykularım kaçtı. 3-5 dakka konuşmadım. Amma 3 ay içimden silip atamadım". Bu tip olaylar çoktur. Gazetede okudum.  Bir kız bir mutait iş adamını etkiliyor, kendisin aşık ediyor. Ne derler? Aşkın gözü kördür. Yani aşık olan geerçekleri göremez. İş adamı da  kendisinin bekar olduğunu söyleyerek daha sonra nişan ve düğün yapmak üzere onunla imam nikahıyla evleniyor. Mütaitin evl olduğunu görünce her ne kadar pışman oluyorsa da, artık eskiye dönme imkanı yok.Bir başka olay:

          KADININ FENDİ ERKEĞİ YENDİ

https://www.hurriyet.com.tr/gundem/goknel-cifti-asklarini-ilk-kez-anlatti-38337419



1990 yıllarında Ergün Göknel İstanbul Belediyesinde İSKİ GENEL MÜDÜRÜ idi. 1937 İstanbul doğumlu E. Göknel    Ştutgard Üniversitesinde öğrenim görmüş iyi yetişmiş, bir çok konuda bilgi ve deneyimi olan özellikli bir kişi idi.. İski Genel Müdürlüğüne getirilir. Eşi Nurda Göknel ile mutlu bir hayatı varken, güzel sekreteri Feray' a aşık olur.

İyi Maaşı varken yolsuzluk yapar. Zimmetine para geçirir. 

Ergun Göknel, İstanbul Anakent Belediye Başkanı Nurettin Sözen döneminin İSKİ Genel Müdürü. Kendisinden 29 yaş küçük sekreteri Feray Karvar'a aşık oldu. Feray Hanım'la evlenebilmek için eşi Nurdan Hanım'dan 8 milyar lira karşılığında boşandı. Nurdan Erbuğ, başka kadının kendisine tercih edilmesini içine sindiremeyince olanlar oldu. 1993 Ağustosu'nda öyle bir konuştu ki İSKİ bombası bütün Türkiye'yi salladı. Ergun Göknel, ‘‘Rüşvet, yolsuzluk ve mal beyanında bulunmamak’’tan tutuklandı. Toplam 12 buçuk yıla mahkum oldu. Cezaevindeyken Feray Hanım'ın aşkı bitti ve boşandı. Ergun Bey yapayalnız kaldı. Ama uzun zaman değil! Çünkü hayat devam ediyordu. Ve aşk geldi: Müjgan Hanım. Ergun Bey, kadınlara olan inancını ve aşkını hiç kaybetmedi. Beş yıl sonra şartlı tahliyeyle cezaevinden çıkar çıkmaz Müjgan Hanım'la evlendi. O gün bugündür hiç konuşmadı. Ama öğrendik ki Ergun Bey ve Müjgan Hanım, ‘‘Kim 500 Milyar İster’’ yarışmasına katılabilmek için iki buçuk yıldır uğraşıyorlar. Bu da haberdi. Bu kez görüşme isteğimizi geri çevirmediler. Ergun Bey, bildiğimiz Ergun Bey, hiç değişmemiş. Müjgan Hanım ise ne Nurdan Hanım gibi panter, ne Feray Hanım gibi dişi. Kendi halinde. Ergun Bey'den 16 yaş küçük. Lüks bir sitede, kirada oturuyorlar ama bir yıl idare edecek paraları kaldığını söylüyorlar. Ergun Bey iş bulamıyor. Yarışmaya da tam da bu nedenle katılmak derdindeler. Eğer katılabilseler ciddi para kazanacaklarından eminler. Yarışmaydı, geçim derdiydi, bol bol anlatıyorlar. Ama Ergun Bey -ki hiç kimseden çekmedi kadınlardan çektiği kadar- duruşmaları bitinceye kadar İSKİ skandalını konuşmamaya kararlı. İşte Göknel ailesinin 3.5 yıllık hayat hikayesi... Yarışmayla yatıp, yarışmayla kalkıyorlarKim 500 Milyar İster, yarışmasına geçim derdi nedeniyle mi başvuruyorsunuz?- Müjgan Göknel: Bu yarışmaya kilitlendik. Tek çıkış yolumuz bu. İki buçuk yıldır, telefon başına oturuyorum, hiçbir yere gitmiyorum, randevu vermiyorum. N












ÖRNEK OLAY

NOT: Yeniden düzenlenecektir


BUR EKLENECEK






 

1989 yıllarında İSKİ (İstanbul Su Ve Kanalizasyon İdaresi)’inde  Genel Müdür olan 1937 doğumlu Ergün Göknel’in başına gelenler bu Sure’nin  nuzul  (geliş nedeni) açıklayan  en güzel örneklerden biridir. .Kaynak: http://www.medyaradar.com/sevisme-kasetleri-medyaya-yansidi-fotogaleri-13576/27 

 Hem işi güzel, maaşı yüksek ve eşiyle arasında hiç bir problem yok.  Ne kadar mutlu oldukları yandaki resimden de görülmektedir. 

FELEK SURESİ HUZURLU AİLELERİ NASIL BOZULABİLECEĞİNE DİKKATİ ÇEKİYOR

YUVA YIKAN KADINLAR

ÖRNEK:  Geçmişte (1989) yıllarında İSKİ (İstanbul Su Ve Kanalizasyon) Genel Müdürü Ergün Göknel’in başına gelenler  Bu surenin nuzul (geliş sebebini açıklamakta) en güzel örneklerden biridir.

Bunun  bir çok örneği  filim ve  dizilerde fazlasıyla işlendiği gibi,  Canlı  örnekleri de vardır. Tanıdığım bir iş adamının anlattığına göre kafası aylarca bir kadına takılmış ve uykuları kaçmıştır. . Şimdi bu özetin ayrıntılarına gireceğiz. İsteyen bu özetle yetinir, kafası diğer görüşe takılanlar için detaya girmek gerekiyor.

Cenabı Hak: “Kur’an’dan mü’minler için şifa ve rahmet olan şeyleri indiriyoruz. Zalimlerin ise zarardan başka bir şeylerini artırmaz (17/İSRÂ-82)”.   Kuran,  müminlere şifa ve rahmettir. Uygulanmasıyla  kişi ve toplumu bu tip bunalımlardan korur. Felek ve Nas Suresi müminleri başlarına böyle bela ve  musibetlerin gelmemesi için gönderilmiştir. Yani Kuran kişi ve toplumu çöküşten korumak için gönderilmiştir.  Okunup gerektiği gibi yaşanmak için gönderilmiştir. Ama günümüzde çoğu yerde ruh hastalarını iyi etmek, okunup üflemek için kullanılmaktadır. Buna karşı çıkanlar da islamiyeti zayıf olmakla nitelenmektedir. Ben  hiristyanlığın Dini Kitabı İncil’i de okuyan birisi olarak 1. ci görüşün maalesef hiristyanlığın ruhuna tamamen uygun olduğunu gördüm. Çünkü hıristyanlığın  dünyasal bir amacı, bir hedefi yoktur.

Bazı kadınlar dekolte (çıplak/ porno giyinip gençleri tahrik ediyorlar.  Bazı erkekler sarkıntılık yaptıklarında: “Gerici, yobaz” diye yakınıp şikayetçi oluyorlar. Elbette ki karşıyız. Ama porno giyinenlerin hiç mi  suçu yok?

Neymiş efendim felek suresini  77  Nas suresini 44 defa, Fatiha Suresini 33 defa okuyana Cin ve Şeytan zarar veremez. Sihir tutmaz, demek. Halbuki islama verilecek en büyük zarar bu anlayıştır. Peki doğrusu nedir? Doğrusu, herkesin dinini ibadetini yapacak kadar Kuranı okuyabilmesi ve her ayetin nasıl yaşayabileceğimiz üzerinde  kafa yormaktır. Yoksa Kuran’ı  güzel makamlarla çok okumak veya okuyup  ondan uygulama yapmamak; laf taşımak, dedikodu yapmak ve insanların arkasından koşarak yanında bulunanları arkasından konuştuğu kimseye güldürmek islama verilecek en büyük kötülüktür. İşte Kuran’dan cevaplar:

Yasin suresi :

69 – Biz ona şiir öğretmedik. Bu ona yaraşmaz da… O sadece bir öğüt ve apaçık bir Kur’ân’dır.

70 – (Bu), diri olanları uyarmak ve kâfirlere de azab sözünün hak olması içindir.

Neml Suresi :

80 – Bil ki sen, ölülere işittiremezsin, arkasını dönüp kaçmakta olan sağırlara da daveti duyuramazsın.

 

İbret olmaz biz

Peygamberimize sihir ve büyü yapılması