ZENGİNLİK TEMBELLİK GETİRDİ
ÇAYLIKLARA VURULAN GÜBREYE YABANİ OTLAR ORTAKTIR.
HATALI BİR DEĞERLENDİRME:
1- Yolda, arabada orda burada deniliyor ki:
“-Bizim zamanımızda 1 kg çay parasıyla 1 kilo zeytin alınırdı” .
Artık yaşım 70'i buldu. Çocukluğumda o günleri yaşadık doğru. Fakat o günün açlık ve kıtlığı bugün asla yoktur. Üstelik bugünkü ulaşım ve iletişim araçları, beyaz eşya da yoktu. Lüks yaşama ve mobilya hemen hemen yoktu. Bugün köyde Cuma öncesi cami kapısındaki kadar araba, ancak Rize Merkez’de vardı. Ahırda 2-3 tane inek olurdu. Ekmeğimizi çayırda ekilen mısırların rokalarınındaki mısır tanelerinin öğütülmesiyle yapardık. Yağ satarak evin giyeceğini karşılardı. Naylon çorap zaten yoktu. Ayakkapı yerine hamal lastikleri vardı. Çoğu yalınayak dolaşırdık. Çarşıdan un-ekmek vs alınmazdı. Sadece zeytin şeker ve tuza para verilirdi. Her şey köydeki imkanlarla yapılırdı. Ota una, ekmeğe para verilmezdi. odun dağın arkasından imece (eğratluk) ile taşınırdı. Durmak ve dinlenmek sadece kışın yapılırdı. Elektrik zaten yoktu. Fenerle aydınlanırdık. Sonra şişeli lamba çıktı. Herkes sürekli çalışırdı. Ben yaşadıklarımı ve gördüklerimi yazıyorum. Bugünkü kadar zengin de asla yoktu. 260 hanelik köyde fazla çaylığı olduğundan sadece bir kişi zenginleşebildi. Köyde iki katlı beton evleri olanlar çok azdı. Şimdi o beton evler ev sayılmıyor. Evdeki herkes çok çalışırdı. Sabah yatmak zaten yoktu. Yatsı namazından sonra oturmak kesinlikle yoktu.
2- “Türk Halkı Zenginleşti” değerlendirmeme, ak parti haricindekilerin bu cümleye itiraz edeceklerini biliyorum. Demek istediğim başka. Eskiden evin erkeği gurbete (Rize Dışına) gidip para kazanır ve evini bakardı
3- Bugünü yaşadığımız için yazmıyorum. Yani çok zenginleştik. Herkes güzel elbise, çocukların cebinde 1000-2000 liralık cep telefonları. Çocuklar anne-babalarına hemen hemen her şeyi aldırtabiliyor. Bugün böyle oldu.
Yani zenginleştik. Hep aşağıya değil yukarıya baktığımızdan kendimizi iyi görmüyoruz. Zenginleşince tembelleştik. Yani zenginlik tembelliği getirdi. Çalışıp üretme olayı bitti. Baz çay kesme motorlarıyla kesiliyor 1 ay sonra daha gür olarak geliyor. Çaylıklar gürgen, kestane ağaçlarıyla dolu. Maçitali, yılan dili, sliva gibi yabani otlarla çaylıklar dolu. Bu yabani otlar koparılacağına ot motorlarıyla kesilmektedir. Her yaz bu yabani otlar üç defa kesilir. Har kesildiğinde, koparılmayan yabanı otlarının kökleri biraz daha büyür. Çayını topladığımız çay tamilarının kökleri çoğunlukla kazık köktür. Aşağıda görüldüğü üzere derine inerler.
Yukarıdaki çay fidesi köklerine ve aşağıdaki yabani otların köklerine bakmak yeterlidir. Çay kökü 5 m derine inse ne olur? Hiç bir şeye yaramaz. Başımın saçları kadar çok, Yabani otların kökleri kadının saçları kadar uzundur. Memleketim Rize de 3 sürgün çay alınır
YABANİ OTLARIN KILCAL KÖKLERİ, ÇAY BİTKİSİNİN KÖKLERİNDEN YÜZEYE DAHA YAKINDIR. BELKİ ON KAT DAHA FAZLA. Bana aşağıdaki çocuğun kafasını hatırlatıyor.
BÜYÜK MAÇİTALİ
KILCAL KÖK/EMİCİ TÜY SAYISI MI BAŞIMDAKİ SAÇ SAYISI MI FAZLA?
ALLAH YABANİ OTLARI NİÇİN BAŞIMIZA BELA ETTİ?
İNEK BESLİYORSANIZ BU OTLAR İNEKTE ET SÜT, YOĞURT, YAĞ VE PEYNİR OLUR
Yukarıda maçitaliyi gördük. maçitalinin üremesi tohumsal değildir. 20-30 cm büyüklüğe ulaşınca gördüğümüz yan dallardaki dalcıkların her biri tohuma dönüşür. Çayllıklarda boş bulunan yerlerde 10-50 adet hemen biter. Eğer çaylıklrda boşluk yoksa bu yaprakcıklar tohum olarak dibe inse de, güneş göremediklerinden bitmzler. O nedenle YABANİ OTLARLA MÜCADELE ONLARI KESMEK DEĞİL, ÇAYLIKLARDA BOŞLUK VAARSA MUTLAKA ÇAY FİDANİ DİKEREK BOŞLUKLARI YOK ETMEKLE, KAPATMAKLA MÜMKÜNDÜR.
SİVRİ OT 1 tamisisındaki tohumlar rüzgarla 1 dekar kesilmiş çaylığa yeterlidir.
ÇÜNKÜ DAHA ÇOK PARA KAZANMAYA İHTİYAÇLARI YOK!!!
Şöyle ki: Rize'ye çay gelmeden önce, rizeliler evi geçindirmek için evi kadınlara bırakıp gurbete giderlerdi. Mesela babam Samsun'a İzmit'e gider; fırında çalışarak para kazanırdı. 5-6 ay çalışıp biriktirdiği parayla eve dönerdi. Para bitince mecburen tekrar gurbete
giderdi. Çünkü Rize'de para imkanları yoktu. Annem de Ahırda bulunan 3-4 sığırı tamamen arazideki ot imkanlarıyla büyütürdu. Bir inek bir bakkal idi. Senede bi kez bir hayvanı kasaba verirdik. O parayla 1 kışlik gıda maddesi toptan alınırdı.
Şimdi uzaağa (gurbete gitmeye hiç gerek yok. Çaylıklarımız bir gurbet. Fakat çalışan yok.
GELİR OLARAK BİR BAŞKA KAYNAK
İHLAMUR ÇİÇEĞİ TOPLAYIP SATMAK
ASLINDA HEM İYİ GELİR HEM DE SPOR: